KEF R Serisi Fark Yaratıyor! R11-R7 Hoparlörleri İnceledik.
KEF R Serisi Fark Yaratıyor! R11-R7 Hoparlörleri İnceledik
Orijinal R serisi, ilk olarak 2011 yılında, KEF hoparlör efsanesinin önemli bir parçasını oluşturmaya aday olarak, Q ve Referans serileri arasında yer alacak bir seri şeklinde tanıtılmıştı. Orijinal R serisi hoparlörler, sektördeki beklentiyi fazlasıyla karşıladığı gibi, bugüne dek yeterince göz doldurdu ve pek çok son kullanıcının da yüzünü güldürdü.
Peki yenilikler neler?
Orijinal R serisinin ardından, hoparlör konusunda yüksek beklentiyi karşılamak için kolları daha da sıvayan KEF, sahaya çok daha üstün performans özellikleri ile öne çıkan yeni bir ürün sürdü. Q serisi ile yüzeysel benzerlikler taşımasına rağmen, baştan sona tamamen yeniden tasarlanmış olarak bizlerle buluşan yeni KEF R serisinin hoparlörleri, sektörde kendine yine beklentinin üzerinde bir yer buldu diyebiliriz.
Şüphesiz bunun en büyük nedeni, KEF’in meraklılarını hiç şaşırtmayan, ürün geliştirme ve akustik teknoloji araştırmalarında köklü bir geçmişinin olması. Hi-end sektöründe önemli bir yeri olan bu markanın, yeni KEF R serisinde, bir üst segment olan Referans serisinin yenilikleri de kullanılmış. Bu sayede ,KEF R daha fazla detay ve derinlik içeren seri olma özelliği ile bizlere muazzam bir müzik deneyimi sunuyor.
Dilerseniz gelin, şu yaşayan KEF efsanesinin teknolojik kahramanları R seri hoparlörlere sırasıyla, teker teker bir göz atalım.
R11
R Serisinin en büyük ve en şaşalı modeli olan R11’de, göze çarpan en önemli özellik dört bas sürücüsü ve en yeni nesil Uni-Q sürücüsünün bir arada kullanılmış olması. Bu çok akıllıca düşünülmüş. Çünkü, oldukça güçlü ve dengeli bir ses elde etmek için yapılmış bu küçük birleştirme sayesinde ses kalitesinin düzeyini tahmin etmek hiç de zor değil. Dahası da var; bu akıllıca düşünceye, bas frekansları için kullanılan hibrit alüminyum sürücülerle, orta ve tiz frekanslar için kullanılan 12. nesil Uni-Q sürücü de eklenince, R11’in hoparlörleri son derece çarpıcı ve ayrıcalıklı hale getirilmiş.
12. Nesil Uni-Q Sürücüsü
KEF'in akustik başkanı Jack Oclee-Brown'un açıklamasını takip etmiş olanlar bilirler. Yeri gelmişken biz de hatırlatalım. Yukarıda sözü edilen 12. nesil Uni-Q sürücüsü, geçmişi 30 yıldan uzun bir süreye dayanan orijinal versiyonundan çok daha farklı şekilde piyasaya sürülmüştü. Bu nedenle bu sürümün, yeni seri KEF R 11’e katkısı çok fazla.
Değişen Çok Şey Var
Koca cüssesine rağmen, kullanıcılarını üzmeyecek bir şekilde tasarlanmış olan Kef R 11, sivri uçlu ve dört ayaklı seti ile istenen yere kolayca stabilize ediliyor. Ayrıca, bu yeni nesil hoparlör, diğerlerine uzak ara fark atarak, terminal panelinde yer alan vidalı anahtarları sayesinde single veya bi-wire bağlantı arasında kolayca değişime olanak sağlıyor. Böyle olunca da ara bağlantı jumperları sızlanarak çıkarıp takmak zahmeti, hatta kaybedilenleri için hayıflanma ihtimali de ortadan kalkıyor.
Bu kadar övgüden sonra, sözünü ettiğimiz bu nitelikli hoparlörün şanına yakışan ödülü almakta gecikmediğini de buraya ekleyelim. Yapılan tüm bu yenilikler sayesinde, KEF R11’in EISA tarafından, 2019-2020 en iyi kule hoparlörü ödülünü aldığını da belirtelim.
Ayrıca meraklısı için küçük bir bilgimiz daha var, KEF’in kurucusu Raymond Cooke, 1979’da Elizabeth tarafından Britanya İmparatorluk Nişanı (OBE) ile ödüllendirilmişti.
Son olarak deneyimlerimize dayanarak önerebileceğimiz amfi seçeneklerine de bir bakalım. Aslında çeşit oldukça fazla. Ama biz, geniş ölçüm aralığını kullanışlı bir aralığa ölçeklemeye olanak veren nitelikli ürünlere yoğunlaşarak sizin için şöyle bir genelleme yaptık;
Class A : minimum 10-15 watt (Sugden)
AB class amfiler (avr dahil) :Minimum 50 watt Vincent 237
Hybrid-dijital:min 80 watt ( NAD serisi M10, M12 pre -M22 power)
R 7
Nerde kalmıştık?
KEF’in yeni nesil hoparlörlerini tanıtmaya, efsane KEF R serisinin kapsamında yer alan diğer kahramanımız R 7 ile devam edelim. Baştan sona yeniden tasarlanan bu teknoloji harikası hoparlörün çoğu özellikleri, aynı seri üretiminde yer aldıkları için, aslında serinin diğerlerinden çok farklı değil. Onları farklı kılan sadece bas sürücü sayıları ve kabin boyutları…
Popülerlik Had Safhada
Bu noktada seçim, siz kullanıcıların tercihlerine kalıyor. Sonuçta R serisinin bütün hoparlörlerinde üretim ve performansa dayalı yenilikler mevcut. Hem Hi-Fi hem de ev sineması meraklıları için saygınlığını ve popülerliğini hiçbir zaman yitirmeyen bu seri içinde bulunan tüm hoparlörler, beş yıldızı bizce fazlasıyla hak ediyor.
Shadow Flare
R 11’in tanıtımında bahsetmiş olduğumuz, Uni-Q’nun 12. neslinin kullanımının kuşkusuz en büyük kazanımı, R 7 ile birlikte diğer R serisi hoparlörleri kapsayan ve zararlı kabin kırımını azaltan SHADOW FLARE teknolojisi… Bu teknoloji sayesinde, ortaya çıkan ses daha hassas ve daha saf hale geliyor. KEF mühendislerini bunun için tebrik etmeliyiz. Çünkü, bu serinin tercih edilmesi için önemli olan nedenlerden birisi üzerinde, titizlikle çalışmışlar.
Bir Başka Yenilik Daha
KEF R serisi zemin üstü hoparlörlerinin ve kule hoparlör kardeşliğinin en yakışıklılarından biri olan R 7’nin içindeki mıknatıs tasarım sisteminin de yenilendiğini söylemeden geçmeyelim. Daha eşit bir manyetik alan oluşturmak için yapılan bu dahice yenilik, R serisi hoparlörlerin bas sürücülerine bahşedilmiş büyük bir armağan da aynı zamanda.
Son olarak, (bizim özellikle R 7’de keşfetme fırsatı bulduğumuz) bu özel hoparlörlerin, ses ayırma ve imaj oluşturma konusunda derinlikli ve yüksek sesleri, nazik kulaklara ve seçici dinleme algısına hitap edecek kadar yumuşak yansıtmasının, R serisini oldukça değerli kıldığını vurgulayalım.
Gelelim amfi önerilerimize...
Kulak zevki, duyumu kişiden kişiye değişiklik gösterse de biz deneyimlerimize dayanarak, ille de NAD Master Serisi’nden M 10 diyoruz.
