Netflix, Disney+, BluTV, MUBI, Spotify Connect, Apple Music gibi dijital yayın platformlarının yaygınlaşmasıyla dizi, film, müzik gibi içerikler her daim yanımızda izlemeye ve dinlemeye hazır hale geldiler. Kulllanımları artan bu platformların yatırımları da arttı ve örneğin Netflix'te oldukça kaliteli yapımlar türemeye başladı. Yayın kalitelerinin artmasıyla birlikte özellikle de filmler, son model televizyonlarımızın panellerinde adeta bir görsel şölene dönüştüler. Ancak bu görsel şölen tek başına bir şey ifade etmemektedir, daha iyi bir sinema deneyimi için ses oldukça önemlidir. Bugün ortalama bir sinema salonundaki perde, evimizdeki televizsyon kadar net ve doygun bir görüntü sunmazken, iş sese geldiğinde patlamış mısırlarımızı titreten yüksek güçte derin baslı hoparlörler ile sinema salonunda bambaşka dünyalara yolculuk ediyoruz. İşte sesin önemi ortadayken evimizde hoparlörleri arkaya yani duvara bakan dahili TV hoparlörleri ile aynı keyfi alamıyoruz. İşte soundbar modelleri tam da bu noktada biz sinema severlerin imdadına yetişiyor ve evimizde izlediğimiz filmi aynı sinemadaki gibi tüyleri diken diken eden bir atmosferde deneyimlememize olanak sağlıyor. Büyükçe bir kabinde bulunan sürücülerin sesi tam karşısına yani bizlere ulaştırması, soundbarların en büyük avantajı konumunda. Odanın herhangi bir köşesine konumlandıracağımız subwoofer'lar ise duvarlarımızı titreterek odamızı sinema salonuna çeviriyor.